Kendi hakkında birkaç satır yazmak, bazen insanın üstesinden geldiği en zorlu işlerden bile daha güç gelebiliyor. Bunun nedeni, sanırım bir konuyu tek bir açıdan değil, birçok farklı perspektiften değerlendirme alışkanlığım. Tıpkı yeni tanıdığım birini, yalnızca ilk izlenimlere göre değil, zamanla yaptıklarına ve karakterine şahit oldukça anlamlandırmam gibi. Bu yüzden, birinin kendisi hakkında yazdığı şeylerin insanlar tarafından ne kadar dikkate alındığı konusunda hep bir şüphem olmuştur. Belki de bu düşüncem yanlış? Eğer öyle olduğunu düşünenler varsa, gelin, hakkımda birkaç gerçeği sizinle paylaşayım o zaman.
1992 Yılında Mersin’de doğdum. İlk ve ortaokulu Ankara 13 Ekim İlköğretim Okulunda tamamladım. Beraberinde liseyi orada bitirmek nasip olmadı. Lise öğrenimini Kayseri’de tamamladım. Üniversite için tekrar Ankara’ya döndüm. Hacettepe Üniversitesinde okulu çok sevmiş olacağım ki yaklaşık 1,5 sene kadar da orada çalışma imkanı buldum. Sonrasında bilin bakalım ne oldu? Tekrar Kayseri’ye döndüm tabi. Yeter bu kadar değişiklik neticede. Kayseri’de bir kamu kurumunda göreve başladım.
2005’te internet kafede Counter Strike ile bilgisayar dünyasıyla tanıştım. 2006’da msn hesabım hacklendiğini düşündüm, ama aslında arkadaşım “Parolamı Hatırla” seçeneğini işaretlemiş. Bu olay beni araştırmalara yönlendirdi ve hacktivist forumlarına rastladım. Orada bazı iyi insanlar tanıdım ve internetin “dark” tarafını keşfettim. O zamanlar 14 yaşındaydım ve Google, şu anki gibi bilgi yuvası değildi.
18 yaşına geldiğimizde, okulda teknolojik yetkinlikler kazanırken, harçlık için Joomla kurup temaları Türkçeleştiriyordum. Üniversite yıllarında “dark” dünyası derinleşti. Bazı durumlar nedeniyle rektörün odasına kadar gittik ve okulda bazı yaramazları yakalayarak burs kazandım. Bu dönemde güzel paralar kazandık, ama harita ve matematik gibi konular ilgimi çekmiyordu. Teknolojinin sürekli gelişmesi dikkatimi tamamen oraya çekiyordu.
Sonuç olarak, kazandığım yetkinliklerle kendi işimize yöneldik ve öğrendiklerimizi günlük hayatta kullanarak işlerimizi büyüttük. İyi mi ettik kötü mü inanın hala anlayamıyorum ama güzel günlerdi.
Umarım beni yanlış anlamazsınız ama benim için gram kıymeti olmayan haberler, makaleler ve bazı ödüller kazandım. Fotoğrafı ya da hala arşivde linki olanları sizlerle paylaşayım da ne kadar umurumda olmadığını yaptığım işten anlayın.
Twitter’da gündem oyunları – 2014
https://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/twitterda-gundem-oyunlari
Hackerler sizin yerinize Facebook’ta ‘bunu beğendi’ – 2014
https://www.star.com.tr/ekonomi/facebookta-vurgun-milyonlar-kazaniyorlar-haber-831982/
Kim bu robot lobisi!
https://www.aksam.com.tr/siyaset/kim-bu-robot-lobisi/haber-287649
Facebook’ta bu oyuna gelmeyin
https://www.haber7.com/sosyal-medya/haber/1118421-facebookta-bu-oyuna-gelmeyin
15 dakikada gündem oluşturmak
http://www.milliyet.com.tr/15-dakikada-gundem-olusturmak/gundem/detay/1841467/default.htm
Bunlar da diğerlerinden servis eden bir sürü AnkaraForumHaber, AnkaHaber vs linkleri olduğu için eklemiyorum. Ha, çok ikna olmadım vaktim bol derseniz iletişim sayfasından ulaşabilirsiniz.
Geleceğin gökyüzünde şekillendiğini biliyorum. Drone’larla haritalama, veri analizi ve 3D modelleme konularında uzmanlığımı paylaşıyorum.
Yapay zeka ve yazılımı bir araya getirerek, verilerden anlamlı şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Küçük ama etkili çözümlerle, işleri biraz daha kolaylaştırmayı hedefliyorum.
Coğrafi verilerle çalışarak, mekansal bilgiyi anlaşılır hale getiriyor ve doğru kararlar alınmasını kolaylaştırıyorum. Haritalar ve verilerle çalışmalarımızı daha iyi anlamamıza katkı sağlıyorum.
En önemli şey, insan kalmak ve başkasının hakkı üzerinden ilerlememek. Teknolojiyi, etik ve insani değerleri gözeterek, insanların hayatını iyileştirecek şekilde kullanmaya özen gösteriyorum.
Fitness ve boks yapmayı, vücut direncimi ve reflekslerimi canlı tutmak için bir yaşam tarzı haline getirdim. Bu sporları profesyonel maçlar için değil, sadece kendimi iyi hissetmek ve güçlü kalmak için yapıyorum. Ayrıca düzenli olarak futbol ve voleybol oynuyorum, bunlar da sosyal hayatımın önemli bir parçası.
Son zamanlarda avcılık belgesi aldım ama bizim için avcılık, hayvan vurmak değil. Doğada yürümek, ihtiyar bir tavşan gördüğümüzde onun ağrılarını dindirmek gibi bir şey. Doğayla iç içe olmak, her zaman bana huzur vermiştir.
Samimi olmayan insanlardan gerçekten nefret ediyorum. Samimi gibi davranıp, işi bitince gidenler ya da sadece ben onlara değer verdiğim için kendini büyük biri sananlar, beni çok rahatsız ediyor. Gerçekten değer veren, dürüst ve içten insanlar her zaman daha kıymetli. Özellikle yalan söyleyen insanların beden dilleriyle ilgili bir ara bir araştırmaya girdim. Bu sayede bana gelen işlerde, kişilerin de ne kadar samimi olduğunu büyük oranda anlayabiliyorum.